Yaşanmış
bu hikayenin kahramanları belki de bize ulaşırlar…
1920'li yıllar… Kurtuluş Savaşı tüm hızıyla devam ediyordu.
Giresun Bulancak'tan da oluşturulan gönüllü alaylar ülke için savaşmaya devam
ediyordu. Savaş tüm zorluklara rağmen süregiderken, yıllar boyunca bu
topraklarda yaşayan yabancılar için de bir söylenti ortaya çıkmıştı: Mübadele
yapılacaktı!
Kökeni farklı olan Rum ve Türk aileleri doğduğu, büyüdüğü
topraklardan ayrılıp zorunlu olarak göç edecekti. Giresun Bulancak'ın küçük bir
köyünde yaşayan Mitos ve Yanya'da mübadele nedeniyle başka memlekete göç edeceklerdi.
Kolay değildi elbet doğduğu- büyüdüğü yuvası olarak benimsediği evinden,
toprağından ayrılmak…
Bahçesine diktiği ekinlere kendisinden sonra yerleşecek kişi iyi
bakar mıydı, ya da arka yüze diktiği ağaçların büyümüş halini bir daha görebilr
miydi? Mitos ve Yanya akıllarından geçen tüm bu soruları birbirlerini üzmemek için
dile getirmiyordu.
Mübadele vakti gelip çatmıştı ve göç hazırlıkları başlamıştı. Mitos her şeye çözüm getirmişti ama sadece bir
sorun vardı: ‘’Büyüttükleri danayı kime bırakacaklardı?’’ Düşünmeye başlarken
yan komşuları olan bizim büyük dedemizin annesine bırakmaya karar verirler.
Büyükanne; ''Ben bunu siz tekrar gelene kadar bakarım'' der, birgün yeniden komşularına
kavuşacaklarını umut ederek…
Yıllar geçer, büyükanne vefat eder. Evlatları büyür, yeni
hayvanları olur ve hayvancılıkla uğraştıklarından onları satarak geçimini
sürdürürler.
Mitos'un bıraktıkları
danaya ne olduğunu merak edenleriniz için hemen söyleyeyim: Mitos'un yadigarı,
büyükannenin kızı olan halamıza miras kalır.
Büyükhala onu yetiştirir,
büyütür ve Mitos’un yadigârı diye ayrı bir iltimas gösterir.
Diğer hayvanları geçimini sağlamak için satar ama zor durumda kaldığı
zamanlarda bile onu asla satmaz. Olanca yaşına rağmen o danaya günümüzde de
bakmaya devam eder. Çocukluğunda annesinin Mitos’un ailesini beklemesi gibi
kendisi de gençliğinde Mitos ve Yanya’yı beklemeye devam eder. Hâlâ da beklemektedir:
‘’Birgün Mitos’un ailesi gelir de emanetlerini teslim alırlar’’ diye…
Saygılarımla Melike