14 Şubat 2014 Cuma

ŞUBAT'A NOT

                                                                   ŞUBAT'A NOT


Ne zor şeydir insanın kalbinin yerinden fırlayacakmış gibi çarpmasına sebep olan, midesinde kelebekler uçuşup onu gördüğünde içten içe heyecanlanmasına sebep olacak 'o' kişiyi bulması...

Ne kadar güzel bir şeydir, bu heyecanı yaşaması bir insanın. İnsan aşık olunca herkesin bu muhteşem duyguyu yaşamasını, yalnız kişilerin de bunu tatmasını ister. Çünkü sen de insansın, o kalbin atmaya devam ettiği sürece, böyle bir şeyi illaki yaşayacaksın.

Eğer güzel giden, uzunca yıllar birlikte olduğun o veya bu sebeple ayrıldığın birisi varsa bugün için tekrar dur ve düşün: Değer miydi onca yılın ardından yolları ayırmaya?





O kişinin ellerini tuttuğunda müthiş bir güven duygusu ve sıcaklık hisseden, gözlerine baktığında doyamayan, birlikte saçma bir konu üzerine bile saatlerce kahkaha atan, onu kıskandırmaya çalıştığında karşındaki tepinme hareketlerini izlemeye bayılan, yeri geldiğinde ailenden bile saklayıp, paylaşamadığın içinde biriktirdiğin konuları sadece o kişiyle paylaşan SEN değil miydin? Şimdi tüm bunları yaşadığın kişiyle 'nasıl bir aşılamayacak problemin olabilir ki senin?'



Hata yaptığında, yada içinden çıkılamayacak bir durumda kaldığında, işini, itibarını, paranı kaybettiğinde 'yanında olabileceğini' düşündüğün kişinin elini tutmayı bırakacak kadar aptallık yaptıysan, fazlaca vakit kaybetme güzel kardeşim. Ara bir alo de, o sesi tekrar duyduğunda sen de onu ne kadar özlediğini anlayacaksın. Emin ol bundan.

Bak güzel dostum, günlerin ne kadar hızlı geçtiğini artık sen de fark ediyorsun. Dön ve bak düşün: Üniversiteden mezun olalı kaç yıl olmuş diye, yada 18'inden sonraki yılların ne kadar çabuk geçtiğini.



Hayat öyle senin sandığın kadar da uzun değil. O çok sevdiğin erkek arkadaşlarınla yada kız arkadaşlarınla vakit geçirdiğin anlar artık kısıtlı olmaya başlayacak. Çünkü onların da öncelikleri değişecek hatta değişiyor bile...


Arkadaşlarının düğününde altın takmaya başlamışsan, onların çocukları sana teyze, amca demeye başlamışsa yılların çabuk geçtiğini anla ve sen de saçma bir sebep yüzünden bıraktığın kişinin elini tekrardan tutabilmek için harekete geç!



Eğer güzel giden bir ilişkin varsa da, onu bırakma sıkı sıkıya sarıl. Her kavgada çekip uzaklara gidecekmiş gibi davranma. Çünkü çekip gittiğinde karşındaki kişi de sana olan kızgınlığıyla birlikle, yaşadığı o boşluğu da hesaba katarsak büyük hatalar yapmaya başlayacak. Bu senin yüzünden gerçekleşecek! Belki de böyle bir hatayı sen yapacaksın. Garantisini verebilir misin yapmayacağının?




Şimdi bloğuma Yılmaz Özdil'in bugün köşesinde yazdığı sözlerle veda ediyorum ki daha iyi anla diye yazdıklarımı:

''Memlekette her şey kötü gidebilir, tarihin en karanlık, en umutsuz günleri yaşanıyor
olabilir. Acı çekeriz, mücadele ederiz, direniriz, gün gelir illa ki düzelir. Ama o kızı
kaybedersen... Senin için hayatın boyunca hiçbir şey asla düzelmez. Git, tut elinden.'' Yılmaz Özdil

                                                            Evet git, tut elinden onun!  








Sevgiler Melike





Hiç yorum yok: